Feminist Perspektiften Yahudilik: Bir Yeniden İnşa Girişimi

1960-1970’lerde Kuzey Amerika’da etkinliğini artıran feminist hareket çok geçmeden Yahudi geleneğini de etkilemiştir. toplumsal hayatta kadınların rolü değiştikçe kadınlar da kendi sosyal ve dinî hayatlarında varlıklarını sorgulamaya eleştirmeye başlamıştır. Bu sorgulama eleştirilere akademide giderek artan post-modern araştırma yaklaşımlarının eklenmesi ile feminizmi bugün gelinen noktada bir eleştirel düşünme metodu olarak, tanrı vahiy anlayışı gibi temel ögelerinden başlayarak yeniden ele almaktadır. Kadınların hayata dâhil edilmesinin ötesine geçilerek teolojisi hukuku en yapı taşlarından başlanarak incelenmekte dışlanmadığı Yahudilik oluşturulmaya çalışılmaktadır. yaklaşımlar yeni cemaati veya alternatif ortaya koymaktan çok, çeşitli grupların anlayışlarını gözden geçirmelerine neden olabilen tutum olarak farklı grupları etkilemektedir. Öyle ki eleştirilerin okumaların etkisi geleneksel gruplar içinde dahi net şekilde görülebilmektedir. çalışmanın amacı feminizminin için eşitlik talepleri başlayıp zaman akademik yaklaşıma dönüşme sürecini temellerinden alarak marjinalleştirilmediği anlayışları oluşturma çabalarını değerlendirmektir. Feminist hareketin üzerindeki etkisinin anlaşılması daha geniş çerçevede feminizmin din ilişkisinin anlaşılmasına katkı sağlayacak bu konuda yapılacak çalışmalara zemin hazırlayacaktır. çalışmaları bunlarla özetlemek mümkün olmamakla beraber Adler, Plaskow Ross öncüsü olan isimlerdendir. Ortak feminizm tanımından bahsetmenin olmaması araştırmacıları tekil grup almak görünmemektedir. Farklı yaklaşım önceliklere sahip olsalar Ortodoks, Muhafazakâr, Reform Yeniden Yapılandırmacı içinden yazan hepsi kadının gelenek içindeki yerini iyileştirme noktasında ortak amaca sahiptir. çalışmada ilk geleneğinin düşünce karşılaşma evresine değinilmiş dönemin nitelikleri konulmuştur. İlk dönemde geleneğin eleştirilmesine şeyler genelde Halaha’da göze çarpan cinsiyetler arası asimetridir asimetriyi ortadan kaldırmak uygulamada bazı değişikliklere gidilmesi talep edilmiştir. Bunun sonucu Talmud çalışma oluşturmak, ibadet dilini güncellemek kadınlara özel ritüeller oluşturmak yeniliklere gidilmiştir. tutumuna değinildikten sonra feministler arasında Tevrat, rabbani Halaha otoritelerin kaynaklarının sorgulanması ardından ilahi kaynaklı olma iddialarına karşı çıkılması alınmaktadır. Tanrı dili imgeleri, Tevrat’ın statüsü, Tanrı-insan ilişkisi İsrail’in seçilmişliği inancını oluşturan unsurların şekillenmesinde etkili ataerkil açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Geleneğe bağlılığı yüksek Ortodoks bile radikal metin olduğunu dile getirmişlerdir. tartışmalar, otoritesini Tanrı’dan değil onu oluşturanların gücünden aldığı şeklinde sonuçlanmıştır. Ardından görmezden gelindiği tarih problemini çözmek Yahudilerin koyduğu yaklaşımlara değinilmektedir. olduğu oluşturmaya çalışırken yapılması amaçlanan bulunamayan deneyimlerine dair kayıp parçaların yerlerinin doldurulmasıdır. amaç dikkat çeken yöntem disiplinlerarası metotlar kullanarak Talmud, Rabbani metinler kaynakların dışında kalan kaynaklara başvurmaktır. Cinsiyetin analitik parametre kullanıldığı çalışmalar taraftan otoriteleri sarsarken diğer yönelik koymaktadır. Sonuç düşüncenin geleneğine uygulanması itibaren şekillendirilmeye başlanmıştır. Geleneksel metinlerin incelenmesiyle konulan teoloji hukuk, yaklaşımla klasik değerlendirilmesine bırakmıştır. metot değişikliği, otoritenin merkezini metinlerden cinsiyetin kategori özgün araştırmalara kaydırmıştır.